Ekin Endüstriyel Basın ve Halkla İlişkiler Yöneticisi Hayriye Sevil

Ekin Endüstriyel, iklimlendirme sektöründe global bir oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.  Uzman mühendis kadrosu, soruna değil sürece odaklanan mühendislik yaklaşımı ile MIT markasını sadece ülkemizde değil tüm dünyaya duyurmayı hedefliyor. Ekin Endüstriyel’in ihracattan Ar-Ge’ye tüm gelişmelerini Basın ve Halkla İlişkiler Yöneticisi Hayriye Sevil paylaştı.

Daha fazla bölge, daha fazla iş ortağı için de global anlamda çalışmalarımıza devam ediyoruz

Ekin Endüstriyel’in öyküsü, 2005 yılında “Plakalı Isı Eşanjörleri”nin üretimi ve MIT markasının doğuşuyla başlıyor. Günden güne büyüyen, ürün gamını genişleten ve bugün yaklaşık 200 çalışan ve 100’ün üzerinde mühendis kadrosuyla ilk yerli üretim yapan ve lider konuma yerleşen bir firma olarak devam ediyor. Yurtiçinde kendini kanıtlamış, gelişen, yeniliklere açık ve inovatif çözümlerle dinamiklerimizi koruyan bir yapımız var. Ancak global anlamda yeni atılımlar ve katma değerler için ekstra çaba sarf ediyoruz. Geçtiğimiz dönemlerde çok sayıda yurt dışı iş ortaklarımızı distribütörlük anlamında bünyemize dahil ettik. Daha fazla bölge, daha fazla iş ortağı için de global anlamda çalışmalarımıza devam ediyoruz. İhracat ağırlıklı bir firma olarak da gerekli olan tüm sertifika ve belgelere sahibiz. 

Ürün gamımız oldukça geniş. Plakalı ısı eşanjörü, genleşme tankları, akümülasyon tankları, boylerler, akışkan kontrol ürünleri, enerji sistemleri bunlardan bazıları. Aslında bir proseste gerekli ekipmanların geneline sahibiz. Faaliyet gösterdiğimiz alanlar neler? Gıda endüstrisi, kimya sektörü, otomotiv, toplu konut projeleri, bina-otomasyon, fabrika, hastane, otel, spor salonları… Aslında hayatımızın her alanına, farkında olmadan entegre ettiğimiz ürünlere sahibiz. Sektör bazlı baktığımızda çok geniş bir yelpaze var. Bunun içinde durmadan kendimizi geliştirerek, aktif bir şekilde ekip ruhu ile çalışıyoruz. Zor ama bir o kadar da o sinerji yakalandığında keyifli. Her departmanımızda uzmanlaşmış mühendislerimiz mevcut. Hem saha da hem destek asistanlarımızla içeride, iş ortaklarımızın 7/24 yanında olmaya çalışıyoruz. Üretim departmanımızda da uzman mühendislerimizle geri bildirimleri paylaşıp etkili çözümler üretiyoruz. 

Pandemi tüm dünyayı etkiledi tabi ki, bir anda sistem tamamen tersine döndü. Bizi de oldukça zorladı diyebilirim. Ama biz, kendi yazılım programımızı geliştirerek efektif bir çözüm ürettik. Evlere kapanmışken hiçbir şeyi durduramazdık. ERP yazılımımız sayesinde, uzaktan birçok şeyi kontrol edebilir olduk. Çalışanlarımızla hızlı iletişim sağladık ve dijital ortamda iş ortaklarımızla kısa sürede sonuçlanan başarılara imza attık. Global anlamda teknolojik açıdan her şeyi çok yakından takip ediyoruz. Bu doğrultuda esnek modüller, temel süreçlerin özelleştirilmesi gibi aktivasyonlarda gelişmeye ve geliştirmeye devam ediyoruz. Kısaca iş yapış şeklimize göre ERP fonksiyonlarını esnetiyoruz. Biz AR-GE ye önem verdiğimizi her yerde söylüyoruz. Bunun altını doldurmak da elbette çok önemli. 

Eğitim konusunda çok hassas bir firmayız

Aslında ülkemiz bu sektörde oldukça gelişmiş durumda. Her geçen yıl büyümeye devam ediyor. Global anlamda da aynı şekilde. Ancak tabi ki her sektörde eksiklikler olduğu gibi bizim sektörümüzde de eğitim anlamında biraz sıkıntılarımız var. Özel proseslerde, teknik anlamda oldukça hâkim olmak gerekiyor. Doğru ürünü seçmek, doğru yere konumlandırmak ve bakım onarım konusunda titiz davranmak lazım. Yanlış seçimler maliyetleri artırabileceği gibi, yer kaybı ve enerji zararı gibi durumlarda söz konusu olabiliyor. Bu yüzden kendi içimizde ne kadar geliştirip, AR-GE ye önem veriyorsak, tüm sektörün de bu anlamda duyarlılığı önemli. 

Eğitim konusunda çok hassas bir firmayız. Üniversitelerle; hali hazırda sürdürülebilir projeler yürütüyoruz. Meslek Yüksek Okulları konusu aslında kanayan yaramız. Sivil Toplum Kuruluşlarında oldukça aktifiz. SOSİAD Derneği’nde eğitim, basın komisyonlarına dahil olduğum için, bu konu özel olarak ilgilendiğim bir alan. Eğitim komisyonunda Meslek Yüksek Okullarına özel bir program hazırlıyoruz. Eğitim için onları ziyaret edip, ne durumdalar tespit edebilme şansımız oluyor. Bir program dahilinde eğitimler düzenliyoruz.  Böylece sektör için yetişen nesilde neler eksik, nelere ihtiyaçları var yakından takip etme imkanımız oluyor. 

2024 yılında hedefimiz daha da globalleşmek

Kurulduğu yıldan bugüne kadar Ekin, gerek üretim gerek otomasyon konusunda hız kesmeden üretmeye geliştirmeye devam ediyor. Bizim en büyük artımız öğrenmeye açık, üretmeye endeksli bir ekip olmamız. Dinamiklerimiz bu anlamda çok kuvvetli. Dünya genelinde iklimlendirme sektörü oldukça önemli. Enerji kaynaklarımız tükenmek üzere ve bu bağlamda bizim de doğaya zararlı olmayan, sürdürülebilir, enerji verimliliğini ön plana çıkaran bir imalat politikamız var. Bu yıl bünyemizde “yeşil enerji” kapsamında, sürdürülebilir ürünlerimizi geliştirdik ve yenilerini ekledik. Hedeflerimizi tamamladığımız hatta üzerine çıktığımız bir yıl oldu. Her geçen gün üretim tesislerimize de yenisini ekliyoruz. Kırklareli, Maltepe, DES Sanayi (Dudullu Organize Sanayi Bölgesi), Aksaray üretim üslerimizden sonra Karabük OSB’de de yer tahsisimizi yaptık. 

2024 yılında hedefimiz daha da globalleşmek. Farklı coğrafi bölgelere açılma planlarımız var. Marka bilinirliğimizi artırmak, etkili pazarlama stratejileri ve şirket içi süreç inovasyonlarımız planlarımız dahilinde. Koşulların sürekli değiştiği bir yeryüzü burası. Bizde dinamiklerimizi uyumlanmak ve strateji belirlemek üzerine kurduk. 

İklimlendirme sektörü genel olarak, enerji verimliliği, çevresel sürdürülebilirlik ve teknolojik gelişmeler açısından sürekli bir değerlendirme sürecinde. Küreselde 540 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşan iklimlendirme sektörü, Türkiye’de de her geçen gün artıyor. Ülkemizde son 5 yılda ihracat %70 civarında arttı. Bizde bu anlamda ihracat kapasitemizi artırarak yılı hedeflerimizin üzerinde tamamladık. 

Sektör geneline baktığımızda, 2024 yılı için çevresel çatışmalar, enflasyonist durumlar, yerel seçimler belirleyici olacaktır. Amacımız enerji fiyatlarındaki bu artış sebebiyle partnerlerimizi, enerji verimliliği olan, sürdürülebilir cihazlara yönlendirmek. “Avrupa Yeşil Mutabakat” kapsamında atılacak adımlarda oldukça önemli. Türkiye üretimde yeşil dönüşümü gerçekleştiremezse ihracata getireceği negatif etkiler de söz konusu olacak. Acilen tüm sektörün, bizim gibi yeşil dönüşümü gündeme alması gerekiyor. Üretimlerimizde benimsediğimiz bu kavramın getirisi olacağını düşünüyoruz. Emtia ve hammadde fiyatlarında, makroekonomik göstergeler de değişimler olmadığı sürece sektörün istikrarlı büyüyeceği kanısındayız. 

Please follow and like us:
Pin Share
Facebook
Twitter
LinkedIn
Instagram